Herkese aynı kemoterapi devri sona erdi
Türkiye'nin ilk kişiye özel kanser tedavi merkezini kurduğumu paylaşmaktan gurur duyuyorum. 8 yıllık tecrübe ve 1200'den fazla kapsamlı genomik profilleme tabanlı ulusal ve uluslararası hasta tedavisi ile hassas onkolojinin öncüsü olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Her insanın benzersiz olduğu gibi her tümör benzersizdir ve kişiye özel bilgiler içerir. Amacımız tümör dokusunu moleküler düzeyde analiz ederek tümör biyolojisindeki değişimleri tespit etmek ve bu değişimlere yönelik kişiye özel tedavi tasarlamaktır.


Günümüzde onkoloji pratiği, organ bazlı klasik yaklaşımlı tedavilerden moleküler tedavilere geçiş yaptığı bir dönemdedir. Artık her meme kanserinin aynı olmadığını biliyoruz. Ama klasik yaklaşımda meme memedir ve her meme kanseri aynı şekilde tedavi edilmelidir.  Oysaki Japonya’da yaşayan meme kanserine yakalanmış bir kadın ile Afrika’da yaşayan bir kadının meme kanseri aynı olamaz ve aynı şekilde tedavi edilemez. Bunun için moleküler analiz ve değerlendirme yapılmalıdır. Dönem tümör agnostik çağdır ve kanserler orijin aldıkları organlara göre değil moleküler özelliklerine göre tedavi edilmelidir.


Yakın bir gelecekte hayatımıza kanser aşılarının girmesini beklemekteyiz. Kanser aşılarında temel mantık, tümöre ait proteinlerin (neoantijenlerin) tanımlanması ve bu antijenlere karşı geliştirilen antikorların hastaya uygulanmasına dayanmaktadır. Dolayısı ile kanser aşılarına giden ilk adım tümör dokusunun analiz edilerek kişiye özel antijenlerin tespit edilmesinden geçmektedir. 1200’den fazla hastanın kapsamlı genomik analizine bağlı veri tabanımız ve bilgi birikimimizle kanser aşıları konusundaki gelişmeleri büyük bir heyecanla yakından takip ediyoruz.


Kişiye özel kanser tedavisini gerçeğe dönüştürmek için öncelikle kapsamlı genomik profilleme (CGP) yapılmalıdır. Bununla birlikte, moleküler analizin karmaşıklığı nedeniyle, CGP sonuçlarının yorumlanması bir onkolog için kabusa dönüşebilir. Sonuçların en iyi yorumu için preklinik bilimsel bir yaklaşıma ihtiyacımız var ve bu noktada moleküler tümör konseylerinin ayrılmaz bir parçası olarak kanser biyologlarına ihtiyacımız var. Bu yaklaşımı gözeterek kliniğimizde doktora seviyesinde eğitimi olan klinik kanser biyologları istihdam ediyoruz ve kanser hastalarının moleküler sonuçlarını birlikte değerlendiriyoruz. 


Tümör biyolojisini anlamak için hastalarımıza CGP testlerini uyguluyoruz. İlkemiz: Belirli bir hasta için sistemik bir tedavi planlıyorsak, tümör biyolojisini bilmeden tedaviye başlayamayız. Bazen ne yapmayacağını bilmek, ne yapacağını bilmekten daha önemlidir.


 Bir tümörün moleküler haritası, bir ormandaki habitata çok benzer. Bu habitatın özelliklerini anlamak için hayvanlar ve bitkiler arasındaki ilişkileri çözümlememiz gerekir. Ormandaki gizemleri bilmeden bu habitata yapılacak herhangi bir müdahale felaketle sonuçlanabilir. Benzer yaklaşımla, tümördeki moleküler değişiklikleri çözümlemeden yapılacak bir tedavi başarısızlıkla sonuçlanacaktır. 


Sun Tzu'nun Savaş Sanatı kitabında belirttiği gibi, "Muzaffer savaşçılar önce kazanır sonra savaşa girerler, mağlup savaşçılar ise önce savaşa gider sonra kazanmaya çalışır." Kanser savaşçıları olarak CGP ile muharebe alanını kontrol etmemiz, ona göre strateji oluşturmamız ve ardından hedefe dayalı güçlü silahlarla sahaya çıkmamız büyük önem taşıyor.

 

Hızlı İletişim